Uzun bir aradan sonra görüştüğüm
arkadaşıma "izlediğin filmlerle ilgili bana anlattıklarını yazıya döksen
de, herkes okusa" dedim. Zira yalnız iyi bir arkadaş değil, hakikî bir
sinemaseverdir de kendisi...
Bir araya gelince sözü, mutlaka sinemaya
da getiririz. İzlediğimiz filmlerden bahseder, günlük hayatla film kareleri
arasında irtibatlar kurar, buna dair örnekler veririz vs.
Tavsiyemin tutulmadığını görünce
"ona söylediğini, sen niye yapmıyorsun" dedim kendime. Bu blog, böyle
açıldı.
Bu benim ilk bloğum. Blog işletmeyi
iddiasız olduğum bir alanda, yani sinemada öğrenip, iddialı olduğum alanlarda
bloglar açma planlarım var.
İzlediğim fimlerle ilgili görüşlerimi,
sizlerle buradan paylaşacağım.
Çok eski bir filmi benim yeni
seyrettiğimi görünce, "bu adam niye sinema blogu açmış ki" diye
şaşırmayın diye söylüyorum. Zira bu tür vak'alarla zaman zaman
karşılaşacaksınız. Şaşırmasanız ve alışsanız iyi olur!..
Özellikle ilk başlarda stoktan
harcayacak ve izleyeli çok olduğu halde bahsetmeye değer bulduğum filmlerden
söz edeceğim.
Madem bloğun adını "perdeden"
koydum, tiyatrodan da bahsedebilirim diye düşünüyorum.
Bloğun müdavimlerinin bundan rahatsız
olacağını sanmam. Zaten çok sayıda müdavimim olacağını da sanmıyorum. Belki de
bu iyi birşey: bu sayede benimle az sayıda kişi dalga geçecek!.:)