Bu filmi (muhtemelen bir dönem pek moda olan kiralama yöntemiyle videoda) seyrettiğimde henüz ilkokula gitmiyordum bile. Aklımda sadece hikâyesi ve beni ne kadar etkilediği kalmış. Nereden aklıma düştü bilmem, tekrar seyrettim.
David Lynch’i ne kadar erken bir dönemde tanımışım meğer!.. Değil mi ki bu Lynch’in ilk filmlerinden biri; öyleyse erken tanımlaması Lynch sinemasını keşif sürecim açısından da geçerli.
Bilindiği üzere Lynch, seyredilmesi, hatta bir dereceye kadar anlaşılması zor filmler üretiyor. Bir rivayete göre bu ‘tam anlaşılmama hali’ Lynch tarafından özellikle yaratılıyor. Bu yönüyle Fil Adam, Lynch sinemasına istisna teşkil eden az sayıda örnekten biri olsa gerek. Küçük yaşta seyretmeme rağmen anlamış ve hâlâ hatırlıyor olmam da bunun bir göstergesi değil mi zaten?
![]() |
Fil adam, opera izlerken!.. |
Hayata küsmüş vaziyette yaşayıp giderken, genç bir doktor çıkıyor yoluna. Sirkin sahibi ile anlaşıp, fil adamı muayene etmek için birkaç günlüğüne hastaneye kaldırıyor.
![]() |
Sirkin sahibi, sermayesine sahip çıkmaya çalışıyor |
Bu filmi seyrederken gel de Notr Dame’ın Kamburu’nu anma!..