23 Nisan 2014 Çarşamba

kutup macerası

Kıyıda köşede kalmış filmlerden bahsetmiştim hatırlarsanız. Adı fazla duyulmamış, fakat iyi filmlerden. Bu da onlardan biri.
Sevginin, sadakatin, vefanın, fedakârlığın ve dayanışmanın ne demek olduğunu Antartika’nın karlarla kaplı doğasını fon alarak anlatan filmde köpeklerin performansı o kadar öne çıkıyor ki, diğer oyuncular (yani insanlar) âdeta figüranlaşıyor.
Ticarî, bilimsel yada başka bir saikle kutup bölgesine yolu düşenlere rehberlik, gerektiğinde yardım etmekle görevli bir ekip, büyük bir fırtınanın yaklaşmakta olduğu haberini alır.
Mevsimin kışa dönmesini de dikkate alarak bulundukları binayı tahliyeye hazırlanırlarken, hesaplamalarına göre bilmem kaç milyon yıl önce o civara düşen bir göktaşının kalıntılarını bulmak üzere bir araştırmacı çıkagelir.
Birkaç ay sonra katılacağı bir konferansa sunacağı tebliğ için hayatî öneme sahip bu kalıntıları toplama şansını, hem de ta oralara kadar gelmişken kaçırmak istememektedir. Bir tek günün kendisi için yeterli olacağını söylemesi üzerine, kendisine yardım etmeye karar verirler.
Dönüş yolunda tutuldukları fırtınadan da, başlarına gelen yol kazasından da selametle çıkmalarını sağlayan köpekler, bu noktadan itibaren yavaş yavaş filme damgasını vurmaya başlıyor.
Derken, ufukta ikinci ve daha büyük bir fırtına belirir. Merkez binanın tahliyesi için gönderilen helikoptere bütün ekibin sığmayacağı anlaşılınca "ilk fırsatta döneceğiz" sözü verilen köpekler kaderleriyle başbaşa bırakılır.
Köpeklerin aylar süren hayatta kalma mücadelesini ve sergiledikleri dayanışmayı sessiz sinema tadında anlatan bu bölüm, bana göre filmin asıl seyredilmesi gereken kısmını oluşturuyor. Neyse ki kısa tutulmamış.
Oyuncularla ilgili iki küçük notla bitireyim: Bayan oyuncuyu (Moon Bloodgood) Angelina Jolie’ye benzettim, hatta ilk başta o sandım.
Kutup rehberi ve köpek terbiyecisi rolündeki Paul Walker ise, geçirdiği bir kaza sonucu çok yakın bir tarihte (Kasım 2013) hayatını kaybetmiş. 2006 yapımı olmasına rağmen, bu filmin son dönemde sık sık yayınlanmasının sebebi bu olsa gerek. Öyle çok tekrarlandı ki bu sayede ben de izledim; beğenerek, hem de birkaç defa!...