![]() |
Büyük resimde James Dean görülüyor |
İyiyi kötüden, haklıyı haksızdan ayırmak zannettiğiniz kadar kolay olmayabilir halbuki.
Steinbeck’in “East of Eden” adlı romanından Elia Kazan tarafından sinemaya uyarlanan filmde, biraz da bunlar anlatılıyor.
Eşinden ayrılmış ideal bir baba. Halim-selim kocasından ayrıldıktan sonra çocuklarının yüzüne bile bakmamış bir anne.
Çocuklar büyümüş, iki delikanlı olmuş. Büyüğü babası gibi akıllı ve uysal, diğeri ise tıpkı annesi gibi hırçın ve inatçı.
Öldü bildikleri annelerinin hayatta, hem de o günlerde şehrin öbür yakasında olduğunu öğrenen küçük Kal’ın ısrarlı takibi sonuç veriyor. O güne kadar inandıkları herşeyin yanlış olduğunun ortaya çıkması ile, roller bu defa tersine dönüyor: Asabî ve dediğim dedik bir baba. Hürriyetine düşkün ve yardımsever bir anne. Hırçın bir ağabey, çalışkan ve iyi huylu bir kardeş. Ama hepsi bu. Haşarı evlat rolündeki James Dean’in sergilediği göz kamaştırıcı oyunculuk dışında, filmi izlemek için bir sebep yok. Aynı yıl içinde ölmese, eminim büyük bir sinema yıldızı olurdu.
Filmde dikkatimi çeken iki şeyden biri, ABD’nin de içinde yer aldığı bir savaşa serbestçe tavır alınabilmesi, ki bu ifade özgürlüğü bakımından önemli bir gösterge. Diğeri ise ticarete ve bu yolla edinilen yüksek kazanca kötü gözle bakılması. Steinbeck’in kaleminden çıktığı düşünülürse, insan fazla şaşırmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder