23 Nisan 2013 Salı

zamana karşı

Hayata 25 yıllık bir sermaye (ömür) ile başlıyorsunuz. Bu süre dolduğunda yaşayacağınız her saniyeyi satın almak zorundasınız. Eğer paranız varsa, üstelik 25 yaşındaki halinizle sonsuza dek yaşamaya devam edebilecek yada “zamansızlıktan” hemen oracıkta öleceksiniz. Herşey bu kadar basit!.
Hayat bu şekilde kurgulanınca, para devreden çıkıyor ve herşey zaman ile ölçülmeye başlanıyor. Maaşlar hesabınıza zaman olarak yatırılıyor, alışverişlerde para yerine zaman kullanılıyor. Otobüse bindiğinizde ömrünüzden beş dakika düşüyor. İnsanlar birbirine zaman borç verip, birbirinden zaman çalıyorlar. Öyle ki bankalar bile “en düşük faizli zaman kredisi bizde” diye reklam yapmaya başlamış.
Yeterince paraları olursa sonsuza kadar yaşayabileceklerini gören insanların, 25 yaşın verdiği çeviklik ve enerji ile çalışıp para (yani zaman) biriktirmeye başlamaları yeni bir sorunu beraberinde getirir. Dünya nüfusunda olağaüstü bir artış ve insanların şehirlere sığmaz oluşu
Sistemi kontrol edenler, yarattıkları suni fiyat artışıyla nüfusu azaltmaya çalışırlar. Enflasyondan en çok etkilenenlerse fakirler ve sabit gelirlilerdir. Yani sistemin en altında olanlar. Dar gelirlileri ölüme mahkûm eden bu düzenden birileri hesap soracaktır elbette. Bu, niye kahramanımız Will olmasın?
Bu tarz filmleri sevmememe rağmen, keyifle izledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder